2015’e kadar, küresel ısınma sonucu endüstri çağı öncesine göre sıcaklığın 2 derece artması gezegenimizin dayanabileceği maksimum değer olarak görülüyordu. Yeni bulgular ve gelişmekte olan ülkelerin (Türkiye dahil) siyasi girişimleri ile maksimum küresel ısınma değeri 1.5 derece olarak belirlendi.
Sera gazlarının net emisyonu – emisyon ve soğurma arasındaki fark – bu yüzyılın ikinci yarısında sıfır olmalıdır. Amaç iklime zararsız dünya ekonomisine ulaşmaktır. Alüminyum sektörü sürdürülebilir ekonominin önemli bir parçasıdır, ancak yüksek karbon tüketimine sahip olması sebebiyle proaktif olarak sektörel karbon ayak izine dikkat çekmelidir.
Kalkancı olarak, mevcut emisyon değerlerimizi anlamak ve dekarbonizasyon (karbonsuzlaşma) hedefleri koymak adına, uluslararası iklim koruma çözümleri sunan ClimatePartner ile işbirliğimizi duyurmaktan mutluluk duyarız. Bu iş birliği Kalkancı’nın Ürün Karbon ayak izi ve firma karbon ayak izi ölçümlerini yapmasına olanak sağlıyor.
Ticari sorumluluğu yüksek kaliteli ürün sağlamak ve iş faaliyetlerini çevre dostu ve sosyal bilinçli bir şekilde yürümek olan bir firma olarak hedefimiz sera gazı emisyonumuzu düşürmektir. ClimatePartner emisyon hesaplamada ve karbon alternatiflendirerek emisyon azaltma da uzmanlaşmış bir firmadır. Rapor, CO2 eşdeğeri olarak rapor edilen tüm sera gazlarını kapsayan Ocak 2021 ile Aralık 2021 arasındaki emisyonları gösterecek. ClimatePartner’ın raporu, Kalkancı’nın operasyonel Kapsam 1,2 ve 3 emisyonlarını değerlendirecek. Kapsam 1, araç filoları ve tesisler dahil olmak üzere doğrudan emisyonları kapsar. Kapsam 2, satın alınan elektrik ve bölgesel ısıtma yoluyla salınan emisyonları kapsar. Son olarak, Kapsam 3 çalışanların işe gidip gelmesi, satın alınan mal ve hizmetler ve iş seyahatleri gibi dolaylı emisyonları kapsar.
Firma CEO’muz Sayın Paçacı, “Kalkancı’da sadece çevresel değil, sosyal ve yönetişim konularını da kapsayan “Sürdürülebilirlik” felsefesiyle faaliyet gösteriyoruz. Sloganımız “ortak yarar için birlikte yaşamak ve çalışmak”. “Ortak fayda”, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) tarafından tanımlanmıştır ve Kalkancı’nın sosyal ve çevresel etkimizi yönetmesi için bir çerçeve sağlamaktadır. Geleceğe ve daha sürdürülebilir uygulamaların geliştirilmesine baktığımızda Net Zero Target, önümüzdeki yıllar için kapsamlı sürdürülebilirlik stratejimizin hayati bir parçası olacak ve kurumsal stratejimizde önemli bir rol oynamaya devam edecek. Bu yolculukta daha şeffaf olabilmek adına bu yıl GRI Standartlarına göre ilk Sürdürülebilirlik Raporu’muzu yayınlayacağız.
Sürdürülebilir Kalkınma Açısından Sera Gazı Emisyonu
Sürdürülebilirlik, tanım olarak bakıldığı zaman, üretim ve çeşitliliğin devamlılığı sağlanıyor iken, insanlığın yaşam sürecinin de devamlı olmasını sağlayabilmektir. Yani; başka bir şekilde ifade edilmesi gerekir ise, kendi ihtiyaçlarımızı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılayabilmemiz anlamına gelir. Gelecek nesillere de tıpkı yaşadığımız bu dünya düzenini bırakabilmemiz demektir.
Günümüzde nüfusun hızlı bir şekilde artması, beraberinde kentleşmeyi ve sanayileşmeyi bir sorun haline getirmiştir. Bu kapsamda “Sürdürülebilirlik nedir ve bu alanda hangi çalışmalar yapılabilir?” Konusu da ön plana çıkmıştır.
Dünya üzerinde yayınlanan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri IPCC Özel Raporu”, bizlere bu alanda ışık tutmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ve küresel ısınmayı 1.5 °C’de sınırlandırma konularını kapsayan bu raporda, 1.5 °C’ye ulaşabilecek birçok yol bulunmaktadır.
Özellikle yenilenebilir enerji sistemlerine sahip olmak, insan sağlığı ve yaşamı açısından kritik bir önem taşır. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDG) ulaşılmasında yardımcı olur. Söz konusu “sürdürülebilir çevre” olduğunda, Dünya üzerindeki bazı konuları en az seviyeye indirmek gerekir. Bu konular; iklim değişikliği, yoksulluk, sanayileşme, eşitsizlik, su güvenliği, açlık, hava kirliliği, sağlık, enerji ve konutlar olarak sıralanabilir.
Sanayileşme, tarım, açlık, iklim değişikliği, hava kirliliği ve enerji ilk sıralarda yer alacaktır. Bu kapsamda sürdürülebilir kalkınma açısından sera gazı emisyonu da önemli konulardan biri haline gelmektedir.
Sera Gazı Nedir?
Karbondioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs), Perfloro karbonlar (PFCs), Sülfür Hekzaflorid (SF6) gibi gazlardan oluşan ve atmosferde ısı tutma özelliğine sahip olan bileşiklere “Sera Gazı” ismi verilmiştir. Sera Gazı Emisyonu ise bu gibi gazların atmosfere verilen miktarını ifade eder.
Türkiye’nin “tarım, hayvancılık ve sanayileşme” üzerine kurulu bir ülke olduğunu göz önüne aldığımızda, Sera Gazı Emisyonu sürdürülebilirlik için neler yapılabilir sorusuna da yanıt vermemizi sağlayacaktır. Atmosfere giren bu zararlı gazları ortadan kaldırabilmek için emisyon yapılması gerekir.
Sera gazı emisyonunu azaltmak adına yapılabilecek uygulamaları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Yoğun enerjili sanayileşmeden, az yoğun enerjili sanayileşmeye geçiş yapılması ve bu geçiş için teşvikler oluşturulması,
- Enerji yoğun sanayi tesisleri için sera gazı emisyon sınırlamasının getirilmesi,
- Ulaşımda yakıt yoğun taşımacılıktan yakıt az yoğun taşımacılığa geçilmesi ve bu geçiş için teşvikler oluşturulması,
- Çöp depolama alanlarının biyoreaktörlere dönüştürülmesi alanında çalışmalar yapılması,
- Değerlendirilebilir atıkların geri kazanımı ile ilgili entegre bir yönetim sistemi oluşturulması,
- Yalıtımsız binalarla ilgili yeni vergi sisteminin oluşturulması ve uygulanması,
- Yaşlı araçlarla ilgili yeni bir vergi sisteminin oluşturulması ve uygulanması,
- Yaşlı deniz araçlarının hizmet dışı bırakılması,
- Emisyon değerleri düşük taşıtlar ve deniz araçlarının teşvik edilmesi,
- Sulak alanların koruma altına alınması,
- Ağaçlandırma çalışmalarının artırılması,
- Göl ve göletler artırılması,
- Şehirde yaşlı araçların toplu taşıma aracı olarak kullanılmasına izin verilmemesi,
- Şehirlerde yeşil alan çalışmalarının gerçekleştirilmesi,
- Enerji verimliliğinin sağlanması adına düşük ısıtma, soğutma ve mutfak aletlerinin kullanımının azaltılması,
- Enerjiyi verimli kullanan aletler ve ekipmanlar kullanılmasına teşvik edilmesi,
- Şehirlerde işyerine ve okullara gitmek için bisiklet yollarının yapılması,
- Kalorisi yüksek olan atıklar ve fosil yakıtlar yerine, ek yakıt sistemine geçilmesi,
Daha Sürdürülebilir Bir Çevre İçin Hedeflerimiz Nelerdir?
2015 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) yayımlanmıştır. Bu hedefler, sürdürülebilirlik nasıl sağlanır ve sürdürülebilirlik ne demek soru başlıkları altında incelenmiştir. 17 adet hedefin yer aldığı bu listenin, 2030 yılına kadar hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bizim de hedeflerimiz arasında bu 17 madde yer almaktadır.
- Yoksulluğa son vermek (Dünya nüfusunun %10’u aşırı yoksulluk ile mücadele etmektedir.)
- Açlığa son vermek (Dünya nüfusunda 820 milyondan fazla insan yetersiz beslenmektedir.)
- Sağlıklı bireyler yetiştirmek (Dünya genelindeki çocuk ölümleri %50’yi geçmiştir.)
- Nitelikli eğitim verilmesini sağlamak (2013 yılından bu yana, çoğu kız olmak üzere ilkokul çağındaki 59 milyon çocuk ve alt orta yaştaki 65 milyon ergen birey, eğitim alamamıştır.)
- Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak (Ne yazık ki dünya üzerindeki her yerde kadınlar, tarım dışı faaliyetlerde yetersiz görülmektedir.)
- Temiz su ve sıhhi koşullar sağlamak (Her gün 800’den fazla çocuk, kirli su ve buna bağlı hijyen eksikliğinden kaynaklanan sebepler nedeniyle vefat etmektedir.)
- Erişilebilir ve temiz enerji sağlamak (Sera gazı emisyonu ile birlikte günümüzde pek çok yenilenebilir enerji kaynakları mevcuttur.)
- İnsanlığa yakışır bir şekilde iş ve ekonomik büyüme sağlamak (Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre, 2015 yılında 204 milyondan fazla insan işsiz kalmıştır.)
- Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı çalışmalarını artırmak (Sürdürülebilir kalkınmanın üç önemli faktörü altyapı, sanayileşme ve yeniliktir.)
- Eşitsizliklerin azaltılmasını sağlamak (Dünya üzerinde halen daha gelir eşitsizliklerinin yanı sıra cinsiyet, yaş, engel durumu, ırk, sınıf, etnik köken ve dini inançlara dayalı eşitsizlikler bulunmaktadır.)
- Sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları sunmak (Küresel karbon emisyonlarının yaklaşık olarak %70’ini kentsel alanlar oluşturuyor. Eğer 2030 yılına kadar bu kullanım azaltılmaz ise sürdürülebilir kalkınma sağlanması neredeyse imkânsız hale gelmektedir.)
- Sorumlu tüketim ve üretim bilinci oluşturmak
- İklim değişikliğini önlemek adına çalışmalar yürütmek
- Suda bir yaşam olduğunu unutmamak ve sulak alanları çoğaltmak
- Karadaki yaşamı dengede tutmak (2019 yılında yayınlanan Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Servisi Küresel Değerlendirme Raporuna göre, yaklaşık 1 milyon hayvan ve bitki türü 10 yıl içinde yok olma tehlikesiyle mücadele etmektedir.)
- Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar alanında çalışmalara ortak olmak
- Hedefler için ortaklıklar oluşturmak
Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi ve Raporlaması
Halka açık şirketlerin kısa, orta ve uzun vadede karar süreçlerinin sürdürülebilirlik alanında entegre olabilmesi ve bu alanda teşvik sağlanabilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu tarafından önemli bir düzenleme getirilmiştir.
2 Ekim 2020 tarihinde, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan “Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi”, Kurumsal Yönetim Tebliği’nde değişiklik yapılmıştır. Burada yayımlanan ilkelere uyum sağlamak her ne kadar gönüllülük esasına dayansa da şirketler uyum sağlamadığı takdirde, gerekçelerini açıklamak zorunda bırakılmıştır. Sürdürülebilirlik raporu nasıl hazırlanır ve nelere dikkat edilmesi gerekir sizlerle burada paylaşacağız.
Öncelikle; sürdürülebilirlik raporu hazırlanırken SPK’nın, “Uy ya da Açıkla” yaklaşımını benimsediğine dikkat edilmesi gerekmektedir. 2021 yılından bu yana aktif bir şekilde Düzenleme “Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu” (YOİKK), Eylem Planı’nın “Küresel sürdürülebilir yatırım akımlarından firmalarımızın daha fazla pay almasının teşvik edilmesi” maddesi çerçevesinde Borsa İstanbul AŞ liderliğinde çalışmalarını yürütmektedir.
Yürütülen bu çalışmalar; SPK, şirketler, ilgili STK’lar ve meslek örgütlerinin içerisinde yer aldığı Görev Gücü çalışmalarının en somut çıktılarını aktarmak zorundadır. SPK, “Uy ya da Açıkla” yaklaşımına dayalı düzenlemesi ile birlikte şirketlerin çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim bilgilerini ilkeler çerçevesinde açıklamalarını istemektedir.
Sürdürülebilirlik veya entegre raporu hazırlayan şirketlerin, raporun yayınlanma zamanına da dikkat etmesi gerekir. SPK tarafından düzenlenen tebliğe göre, sürdürülebilirlik raporu, faaliyet raporu ile eşzamanlı olarak açıklanmalıdır. En doğru yöntem, “Entegre Faaliyet Raporu” hazırlamak ve bunu paylaşmaktır.
Sürdürülebilirlik ve Çevre için Ana Misyonumuz
İnsan yaşamı ve kaynağı, en değerli varlığımızdır. Sürdürülebilirlik nedir sorusunun cevabında, “insan yaşamının devamlılığını daim kılabilmek” tanımı yatmaktadır. İnsan yaşamının devamlılığını sağlayabilmek ve gelecek nesillere iyi bir çevre, iyi bir dünya bırakabilmek için kaynaklarımızın tam ve doğru biçimde kullanılması gerekir.
Bu kapsamda şirket olarak tüm çalışanlarımıza ve müşterilerimize insan haklarına saygılı, dürüst ve adil, ayrımcı olmayan, katılımcı, güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı ve fırsat eşitliği tanımayı hedefleyen misyonumuzla yaklaşmaktayız.
Gerçekleştirmiş olduğumuz tüm faaliyetlerimizde, çevremize ve topluma duyarlı, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik anlayışını benimseyen bir vizyon oluşturmaktayız. Hızla değişen dünya ve piyasa koşullarına uyum sağlamak adına sürekli olarak gelişimi destekliyor, sürdürülebilir büyüme potansiyeline sahip olmak adına yatırım tecrübelerimize de her geçen gün artırıyoruz.